S
FAKÜLTEMİZDE "BALKANLARIN İSLAMLAŞMASI SÜRECİNDE DERVİŞLER" KONUŞULDU
Edebiyat Fakültesi ve Balkan Araştırma Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen konferansta “Balkanların İslamlaşması Sürecinde Dervişler”in rolü konuşuldu. Konferansın konuğu, konu ile ilgili önemli çalışmaları olan Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Haşim Şahin’di.
İslamiyet Bir Medeniyet Tasavvurudur
İslamiyet’in bir medeniyet tasavvuru olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Prof. Dr. Haşim Şahin, bu anlayışa uygun olarak Osmanlı fetihlerinin “gaza” ruhuyla yapıldığını söyledi: “Kılıç ile bir yere yerleşmek, bir yeri iskân etmek mümkün değildir. Bu şekilde bir yeri ancak fethedersiniz, vergiye bağlarsınız, otoriteyi sağlarsınız ama asıl fetih ve yerleşme dediğimiz şeyi sağlayamazsınız. Bunun olması, fetihten sonra gelen esnaf, eşraf, kitap ehli, tahta kılıcı ile gelen, dolaşan, irşat eden dervişler ile mümkündür. Balkanların İslamlaşması, Türkleşmesi kuşkusuz bu ve benzeri gruplar ve onların faaliyetleri ile olmuştur.” Bununla birlikte Osmanlı İmparatorluğunun, diğer yönlere olduğu gibi Balkanlara doğru olan fetih siyasetinin de son derece planlı ve programlı bir şekilde yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Haşim Şahin, Balkanların İslamlaşmasının daha ziyade Bektaşi meşrep grupları üzerinden şekillendiğini, bu süreçte Bektaşi tekkelerinin etkisinin diğerlerine göre daha fazla olduğunu, bunun ise Balkanların muhtelif yerlerinde karşımıza çıkan pek çok tekkenin varlığından anlaşıldığını, yanı sıra söz konusu tekkelerin bu derece yaygın şekilde kabul görmesinin de onların ayrıştırıcı değil, tam aksine kapsayıcı ve kuşatıcı olmaları, bütün farklı unsurları potalarına almaları, onlara kucak açmaları olduğunu ve bu kucaklayıcı yaklaşımın farklı din ve milliyete mensup ahaliyi İslamiyet’e ısındırdığını, bu dini kabul etmelerini kolaylaştırdığını söyledi.
Sarı Saltuk, Seyit Ali Sultan Balkanların Manevi Mimarlarıdır
Prof. Dr. Haşim Şahin, konuşmasının son bölümünde Sarı Saltuk gibi Balkanların önemli manevi mimarlarından biri olan Seyit Ali Sultan’ı ele aldı. Velayetname ve diğer kaynaklara göre Seyit Ali Sultan’ın Yunanistan’da etkili olmuş bir derviş olduğunu, hâlen orada ona ait bir ocağın, bir kültürün sürdüğünü, Sarı Saltuk’a göre daha reel bir kişi olarak karşımıza çıktığını söyledi. “Onun karakteristik özelliği gazi derviş olmasıdır. Velayetname’deki anlatıma göre o, Rumeli’ni şirkten halas kılmak için gönderilen bir zattır, kişidir. Seyit Ali Sultan’ın etkisi, Alevi ocakları üzerinde hissedilmektedir. Malatya, Samsun, Adana, Kırıkkale, Kahramanmaraş gibi yerlerde Seyit Ali Sultan ocağının mensupları var. Bu da Seyit Ali Sultan’ın sadece Balkanlarda değil, aynı zamanda Anadolu’da da etkisi hissedilen güçlü bir derviş olduğunu gösteriyor.”
Trakya Üniversitesi Youtube kanalından da canlı yayımlanan ve yoğun bir ilgi ile izlenen program, soru ve katkıların ardından sona erdi.